Kendi yetersizlik hissim.
Baskı olarak adlandırdığımız şey aslında çoğu zaman geçmiş nesillerin travma kökenli yaşanmışlıkları. Sen bunları yaşama istiyorlar, ona olan sana da olacak sanıyorlar. Kaçırılan nokta ise farklı kişiler olduğunuz ve farklı koşullarda yaşadığınız. Bazen bunu nazikçe hatırlatmak gerekebiliyor.
Biz kendimizden uzaklaştırılarak ailelerimizin beklentilerine göre büyütülmüş bir nesiliz. Koskoca bir yetişkin olup “Oldum ben.” diyeceğin yerde “Ben aslında kimim?” diye ilk defa sormak hesapları biraz karıştırıyor. İçine doldurduğun başkalarının beklentileri ve düşüncelerini çıkarınca içindeki boşlukla yüzleşiyorsun. Yüzleştim yani. Ona biraz şefkat göstermek gerekiyor. Boşluğunu tanımak, içine neler dolduracağını ince ince seçmek; yani kendin olmak için biraz zaman gerekiyor. Anne olarak kendin olmanın zor olması, başlı başına kendin olmanın zor olmasından geliyor. Eğer kendini keşfettiysen ya da bu yola baş koyduysan işin daha kolay. Gelenekselliğe övgü her zaman olmakla birlikte, tahtında biraz yana kayarak özgünlüğe de yer açtı diye düşünüyorum.
Çekirdek ailemin bu konuda oldukça destekleyici olduğunu söyleyebilirim. Kendimi hazır hissettiğim andan itibaren diğer kimliklerimi yaşayabilmem konusunda yanımdalardı.
Bir kere hiçbir şey hayalimizdeki gibi olmayacak :) Bunu baştan kabul ederek başlayalım. Çünkü bu hayal bizden başka, yepyeni birinin üzerine kurulu. Bu birinin ise kendi tercihleri ve sağlam bir karakteri var. Bu yüzden çocuk sahibi olmanın değil ama kamera açısını azıcık kendimize doğrultarak nasıl bir ebeveyn olacağımızın hayalini kurabiliriz. Çok da tatlı olur.
Köklerin yere sağlam basmadığında, en tatlı meltem bile yıkar geçer. Lohusalık da öyle bir dönemdi benim için. Sudan çıkmış balık gibi hissettiğim, hiçbir şey bilmediğim, henüz hiç tanımadığım bir insan yavrusunu yaşatma sorumluluğunun altında ezildiğim bir dönem. Ama ilginçtir ki belki kendi yakın çevremden görmediğim kadar desteği gördüğüm, hiç anlaşılmadığım kadar anlaşıldığım bir yer oldu burası benim için. Yaralarımızı birlikte sardık, geceleri birlikte uyumadık, birlikte büyüttük çocuklarımızı. Ne kadar minnet doluyum bunun için ifade etmem çok zor. Kabilem diyorum onlara.
İçerik üreticileri için ise “Bu benim hikayem.” vurgusunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bu benim hikayem, seninki bambaşka olabilir ve hepsi eşit derecede değerli. Hiçbir deneyim ve yaşanmışlık birbirinden üstün değil.
Hastane çantasına tüylü terlikten önce emici pedli külot koymak :) Neyse ki tüylü terliklerle hiç aram olmadı ve emici külot beni kurtardı :)