#INTHEMAKING 2- GERÇEK ÖZ-SEVGİ BAKIMDAN ÇOK DAHA FAZLASI

GİRİŞİMCİLİK
Image

Merhaba herkese, Eda ben. 

Tam tamına 7 senedir sizinle beraber bir siyah ekran arkasından iletişimdeyiz, evlerdeyiz, hayatınıza giriyoruz. Çalışma hayatına başladığımda çok kendime göre çok küçük yaştaydım. Markaların arkasında kurumsallar, fonlar, çok iyi kurgulanmış planlarla ekipler, bilgisayarlar olduğunu düşünürken yıllar geçtikçe markaların normal insanların hayallerinden, ailesinden gördüklerinden, eğitiminden, vizyonundan, azminden, karakterlerinden ve hayata bakış açılarından ibaret olduğunu öğrendiğim. İş hayatı ile özel hayatın ayrımının gerekliliğinden çok işini hayallerini gerçekleştirmek için yapmanın özel hayata verdiği tatmini gördüğümde, artık “iş hayatı ve özel hayat” ayrımı çabasının ne kadar da gereksiz olduğunu öğrendim. 

Burası benim oyun alanım. PELCARE benim işim değil, benim yaşamım. Tüketmek istediğim ürünlerin hayata gelmiş hali, başarısızlıklarımdan çıkardığım derslerin sonucu, öğrendiğim ve öğreneceğim yolların birleşimi, çoğu zaman tüketici gözünden baktığım bölüm. Bu yazı serisinde çoğu süreci size şeffaflıkla anlatacağım, görüşmek üzere.


Kendinizi başarısız hissettiğinizde kendinize ne derken buluyorsunuz? Siz de başkalarının sizi eleştirmesini çok da takmıyor, çünkü zaten kendinizi en çok eleştiren siz olduğunuzu düşünüyorsanız, merhaba. 


Bu ayın sonuna gelmeyi bilerek bekledim. Böylece self-love kavramının içerisini doldurarak geçirmeyi sadece 14 Şubat’a özel değil de kendime hedef biçtiğimde bunları günlerle bölerek, hatırlatarak yazıya dökmek istedim. 8 Mart Kadınlar Günü’ne yaklaşırken tek başına kadın olarak kurduğum bu markamla gurur duyuyorum. Kadın olmaktan gurur duyuyorum. Etrafımda kendi işini kurmaya çalışan ama nereden başlayacağını bilmeyen veya motivasyon ateşini nasıl sürekli tutacağını bilmeyen bir sürü kadınla konuşuyorum, aynı masada oturuyorum, bazen ben de aynı duyguları hissediyorum. Çünkü başarılı kadınların iş başarılarının övülmesinin dışında, bu yolda verdikleri mücadele yollarının ilham olmasını daha anlamlı buluyorum.


Öz-sevgi sadece çok bakımlı olup, kusursuz gözükmek için çaba sarf edip, kendimizi kaliteli besinlerle beslerken, içerinizde sizinle savaşan ve tam tersini söyleyen sesi duymamazlıktan gelmek mi? Yoksa o iç sesin kapsayıcı, hoşgörülü ve nazik olmasını sağlayabilmek mi? Bunları okuyorsanız çok daha fazlası olduğunu siz de farkındasınızdır. Başkalarının hayatlarını tükettiğimiz son senelerde, kendi hayatlarımızdan kaçmak çok kolay. Tek tıkla kafamızı dağıtabiliyor, kurguladığımız hissiyattaki fotoğrafı koyduğumuzda ihtiyacımız olan dopamini karşılayabiliyoruz. Evet öz-sevginin ne kadar değerli olduğunu, ilk önce kendimizi sevmemiz gerektiğini çok duysak da bunu yapmanın yollarının sadece iyi ezberlenmiş “iyi beslen, iyi uyu, kendini sev” klişesinden daha derin olduğunu eminim siz de biliyorsunuzdur. Hayatta yaşadığımız her şeyin nedeninin biz olduğunu öğrendiğimden beri hayat aynı deği bizimle alakalı olduğunu öğrendiğimden  İç sesimizi olumlu yönde değiştirmek için bence her ay harika bir ay, harika bir fırsat. 


Gelin bu yeni ayı daha bilinçli, kendimizle olan ilişkimizi güçlendirecek şekilde geçirmek için fırsat olarak görelim.


1.     Hayatı kendiniz için kolaylaştırın. Bunun yolları herkes için farklı. Gün içerisinde düşündüğümüzden fazla adette karar veririz. Bu da asıl karar vermemiz gerekenlerde ikilem yaratarak, bizi yorarak süreci zorlaştırabilir. Her akşam ilgi alanınızla alakalı kendinizi daha çok geliştirmek adına 1 saatinizi ayırmak istiyorsanız, bunu engelleyecek her şeyi ortadan kaldırmanız yardımcı olabilir. Bu yöntemin bir diğer adı da “via negativa” yani amacınıza hizmet etmeyen her şeyi ortadan kaldırmak. Bu örnekte her akşam sizin çalışmanızı engellememesi için teknolojik aletlerinizi başka bir odada tutmak olabilir. Bu şekilde engelleyen sebeplere yenik düşmek yerine, şartlanarak yapmanız gerekene odaklanmak daha rahat olacaktır.


2.     Hedef çıkış noktanız, ama hedefe giden yolda esnek olarak zevk alın. O noktada hedefinizin değişmesi sizi de korkutmasın. Önemli olan yola çıkmaktı. “En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir diye bir laf vardır”, bilirsiniz. Yola çıktıktan sonra hedefler değişebilir ama önemli olan yoldasınızdır, artık çıkmışsınızdır. Bence bu çok önemli. İşiniz sadece ciro odaklıysa o süreçten keyif almanız ne yazık ki zor. Hedef yaratacağınız işin sonucundaki hissiyat olmalı.  Bu kendi işiniz de olabilir, bir kurumsal iş de olabilir, ya da bir yemek olabilir. Günün sonunda o sizden çıktığı noktada sizin sorumluluğunuzda olan sonsuz seçenekli bir yaratım alanı. 


3.     Kendinizi onaylayın. Ne kadar basit geliyor değil mi, aslında o kadar basit ve bir o kadar da zor. Çoğumuzun kim olduğumuz konusunda saçma düşünceleri ve hayatın nasıl yaşanması gerektiği konusunda çok ama çok katı kuralları var. Aslında kimsenin umurunda değilsiniz, değiliz. Herkes kendi dertlerinin, kendi hayat sorunlarının peşinde. O yüzden dilediğimiz hayatı, kendi onayımızı kabul ederek yaşamamız gerekmez mi? Şimdi gözlerinizi kapatın, birkaç kere kalpten hissederek “kendimi onaylıyorum” demekten çekinmeyin.


4.     Önceliklerinizi iyi belirleyin. Aklınıza geleni o anda yapmak yerine, önceliğinizin ne olduğunu kendinize hatırlatın ve diğer kafanızda olan seslerin hepsini susturun. Eğer siz de benim gibi yeni biri deneyim için o an, o ateşi hissediyor ve aksiyona geçmeden duramıyorsanız o zaman o fikri kağıda dökün. O kadar detaylıca dökün ki tekrar dönüp okuduğunuzda o içselleştirdiğiniz konsantrasyonu tekrar yakalayın.


5.     Hayal edin. Hayal etme hakkını kendinizde görün. Hayal ettiklerinizi hakkını vererek nasıl yapabilirim diye düşleyin. Bir süre sonra hayal ettiklerinizi yaşaya yaşaya, yaşamadıklarınız aşağılarda kalacak ve siz çoğunlukla “hayal ettiklerini yaşayan bir birey” e dönüşeceksiniz. Bu sefer kar topu etkisi ile daha çok hayallerinizi yaşamayı seçen biri olacaksınız. 



Bunlar benim iş hayatımı ve iş hayatımı sürdürmeme yardımcı öz-sevgi bakış açılarından biri. İçimizdeki yargılayıcı ses ile savaşmak yerine, sadece farkında olup bu durumun içinden kendi yöntemlerinizi geçmek, basit ama sürekli adımlarla o yolların üstesinden gelmek hedeflerimize giden yolda yakıtımızı besliyor, bizi yormadan ilerletiyor.


Şimdiden çok sevgiler.